12 Ekim 2007 Cuma

brighter

"So this is how it goes

Well I, I would have never known

And if it ends today

Well I'll still say that you shine brighter than anyone.."

Şarkının sözleri kafasında tekrarlanıyordu, elleri kulaklığa gidemiyordu bir türlü.. Oysa dinlememeliydi bu şarkıyı, bu sözler gibi hissetmemeliydi.. İçinden kopup gitmemeliydi birşeyler, istemedikleri hiç bir zaman kopup gitmezken..

Gözlerine inen perde onun yüzüyle kaplanmış olmamalıydı..

Hala böyle olmamalıydı..

Gözyaşları bağırırken herşeyin "o"nun suçu olduğunu, elleri kızarmışken "o"na olan kızgınlıklarından, mendiller bile isyan ediyorlarken "o"na..

"Well this is not your fault

But if I'm without you

Then I will feel so small

And if you have to go

Well always know that you shine brighter than anyone does.."

Gitmek kolaydı, kalanı düşünmezdi kimse.. Bölmedeki kalan kadar bile önemleri yoktu "gerçek" kalanların.. Giden için bir önemi yoktu kalanın.. Giden gitmişti, karanlıkla başbaşa bırakmıştı kalanı.. Evet karanlıktı artık orası, aydınlanmıyordu, giden gitmişti çünkü.. Karanlıkla başbaşa bırakmıştı kalanı.. Aydınlığı yarattığı gibi, karanılığı da yarattı giden.. Ve artık giden gitmişti..
Kalanın suçuydu hepsi.. Giden kimdi ki, inanıyordu ona? Birdaha kimseye inanmamaya yemin etmişken.. Yemin etmeyi saçma bulduğu halde, yemin etmişken gerçekten.. Hayatındaki ilk ve tek yeminiyken.. Neden bozmuştu? Giden kimdi ki, güveniyordu ona? Bir daha kimseye güvenemeyeceğine inandırmışken kendini? Giden kimdi ki..
"If you run away now,
Will you come back around?
And if you ran away,I'd still wave goodbye
Watching you shine bright.."
Giden gitmişti.. Ama bu sefer biliyordu, "o" artık yoktu.. "oralar" olmayacaktı, "o sözler" söylenmeyecekti. "o gözler" bakmayacaktı kimseye bir daha inanarak, "o eller" ısınamayacaktı hiçbirşey tarafından. "o aşk" gösterilmeyecekti parmakla. "o kız" anlatamayacaktı herşeyi bir bakışıyla artık. "onlar" anlamayacaklardı..
Kabul etmek daha kolaydı artık, giden gitmişti..
Geride neler bıraktığını umursamayarak gitmişti..
Ama arkasına bile bakmadan giderken, hala parlıyordu.. Yeni karanlıkları aydınlatmak için..

1 yorum:

fateee dedi ki...

başlayan her şey er ya da geç bitiyo işte naparsın...
biz neler içtik, neler yedik, bak hala burdayız
sen hiç üzülme, hiç ağlama, bak hala burdayız..
;)